Karar yazarı İbrahim Kahveci, devletin verdiği eğitime güvenin çok düştüğünü, iyi gelirli bir ailenin çocuğunun özel eğitim şansı varken, iyi gelirli olmayan ailelerinin çocuklarının bu şansının olmadığına işaret ederek, “1. çocuk ailesinin yüksek eğitim harcaması ile 90 zeka seviyesi ile iyi bir okul okuyor. 2. çocuk ise 110 zeka seviyesi ile ilk çocuğun çok daha gerisinde bir okul okuyor. Mesela doktor veya mühendis olması gereken çocuk Türkiye’nin 202 üniversitesinden sonuncu sıralardan mezun olup bir markette kasiyerlik yapıyor. Ama 1. çocuk ise ilk sıralardaki üniversiteden mezun olup kapağı kamuya atarak ülke yönetiminde söz sahibi oluyor” dedi.
Toplumda zeka kapasitesinin eksik kullanıldığına ve zeka gerilemesi yaşandığını söyleyen Kahveci, yazısında, cari açık, ve artan faizlerin kısa vadeli sorunları olduğunu belirtti. Kahveci, Türkiye’de asıl sorunun zeka gerilemesinin de unsuru olan yapısal çöküş olduğunu kaydetti.
Kahveci’nin ” Türkiye’nin gerileyen zeka sorunu” başlıklı köşe yazısının devamı şu şekilde:
“Ülkede toplam zeka gerilemesine bir kaç örnek vermek isterim.
Mesela AK Parti her bir zıt kutbun iki tarafında da yer alıp seçim kazanabiliyor. Düşük faizi savunarak seçim alıyor ama yüksek faizle de seçim kazanıyor. Ya da çözüm sürecinde doğrudan terör örgütü ile temas kurarak seçim kazanabiliyor ama sonra TC’nin yasal partisi ile teması bile muhalefet için teröre destek gösterip yine kazanabiliyor. İslami açıdan çok büyük günah olan beytülmal hakkında her türlü şaibeyi önemsiz kılabiliyor ve sadece sembolik değeri olup hiçbir günah-sevap ilişkisi olmayan seccadeyi devasa sorun yaparak yine kazanabiliyor.
Toplumda ortalama zekayı yükselten orta sınıfı hain-satılmış-dış güçlerin temsilcileri gibi gösterip, taban sınıfın üzerinden yüründüğünde de zeka seviyesi ve yönetimi karşımıza çıkıyor.
İyi ama zeka gerilemesi bizi nereye götürecek?
Tek kelime ile söyleyeyim: YIKIMA…”
Yazının tamamı