Avusturya maçı sonrası Bülent Uygun’dan Hollanda’ya gözdağı: Sizi geri yürüteceğiz

Avrupa Şampiyonası’nda Türkiye, Avusturya’yı 2-1 mağlup etti. Türkiye’ye galibiyeti getiren golleri 1 ve 59. dakikalarda Merih Demiral kaydetti. Avusturya’nın golü 66. dakikada Gregoritsch’den geldi. Spor yazarları ve teknik adamlar müsabakayı değerlendirdi. Bülent Uygun’un rakip Hollanda hakkında sözleri gündem oldu.

ATTİLA GÖKÇE: TAM TÜREKLE DEVAM / MİLLİYET
Sadece ilk yarı için notlara baktığımızda, günün gerçeğine en uygun maçımızı dün Avusturya karşısında oynadığımızı söyleyebiliriz…
Merih’in daha birinci dakika dolmadan ceza alanı içinde kornerden gelen topun yarattığı karambolde oldukça sakin ve akıllı vuruşuyla golü atması… Hayallerimizden öte bir başlangıçtı.
Topa sahip olmada dengeli bir durum vardı: Avusturya 52, Türkiye 48… Ama asıl fark faullerdeydi. Onlar 8 kez, biz 3 kez faul yapmak zorunda kaldık. Tam da Avusturya’yı ele veren bir tablo.. Baş edemedikleri zaman basıyorlar faulü…Genel oyun anlayışlarının bir parçası bu. Eh bu da Milli Takım’a istediği rahatlığı getirdi.
Bu arada… Montella yönetiminin en akıllı, en tedbirli, en başarılı oyununu oynuyordu çocuklar. Üçlüye dönen defansta Merih ve Abdülkerim sadece stoper değil, aynı zamanda oyun kurucu olarak da döktürüyorlardı. Sağbek Mert Müldür, solbek Ferdi Kadıoğlu kanatlardan anormal top taşıdılar, pozisyon oluşturdular, hücumda çoğalmamızı sağladılar.

Günün kahramanı elbette Merih Demiral’dı. Kornerden gelen topla ayak koyup ilk golü attı, ardından yine kornere kafa, gol… Peki başka kahraman yok mu? Mert Günok derim… Öyle kurtarışlar yaptı ki bazen top elinde eridi, bazen de yumrukladı, çeldi, Avusturyalı golcüleri duman etti.
Maçın tek “oynayamayan” çocuğu Kenan Yıldız’dı. Onunla ilgili istatistiklere bakmadan söyleyelim… Sahada adeta yoktu. Bu anlamda Kerem’i daha erken oyuna alabilir miydi Montella? Her neyse… Kenanımıza da geçmiş olsun. Gün gelir zaten soyadında taşıdığı Yıldız’ı maçı damgalayarak yazar, canı sağ olsun…
Maçın ikinci yarısından notlar ve rakamlarla başınızı ağrıtmak istemiyorum. İlk yarının tamamen tersine etkili, baskılı değillerdi. Ama Avusturya’nın yağmuru da fırsat bilerek kornerler kazanıp işgal ettiği yarı sahamızda savunma savaşı nasıl olurmuş gösterdiler…
Son olarak: Bu maça ulusça ihtiyacımız vardı. Yaşama sevincimizi tazeleyen bir futbol zaferine tanık olduk. Çeyrek finale adım attık. Şimdi sıradaki gelsin. Çeyrek finali aşarsak… Hedefimiz yarı final… Belki de final… Umudun ve hayalin sınırları yok.
Haydi tam yol ileri…Tam yürekle yani! 

ERCAN GÜVEN: VATAN SİZE MİNNETTARDIR / MİLLİYET
Yağmurlu bir Leipzig gecesinde, sahada “inanmış” çocuklar, tribünde onlara inanmış zinde taraftarlarla motorları maviliklere sürdü Ay-Yıldız’lı takım.
Final çeyrek, mutluluk tam!
Ne diyelim. Bu millet, ülkenin şu sıkıntılı sürecinde sportif bağlamda yüzünü güldüren sizlere minnettardır.
Herkese kutlu olsun.
***
Maça 1-0 önde başladık… İkinci yarıdaki kaleci Mert ile birlikte maçın en iyisi Merih, kornerden attığı (ilk) golden sonra defalarca kritik müdahalelerle pozisyonları doğmadan sonuçlandırdı Avusturya hücumlarında. İkinci yarı yine kornere vurduğu kafa ile Avusturya’nın fişini çekti.
57. saniyedeki golümüzden çok daha önemlisi, galip başlamamızın ne oyunumuzu ne motivasyonumuzu etkilememesiydi. Hep sakin, hep disiplinli, hep organizeydik. Sahaya çok iyi yerleştik. Top bizdeyken Kaan’ı sağbek gibi kullanıp kanatlarımızı oyuna kattık. Barış ve Mert’in sağ kanadı saat gibi çalıştı ama solda Kenan’ı yeteri kadar topla buluşturamadık ve onun birebirlerinden yararlanamadık.
Avusturya’nın ünlü ön alan baskısını çözmekle kalmadık, zaman zaman biz yaptık. Çünkü topu kaybettiğimizde Portekiz maçındaki gibi bloklar arası boşluk vermedik. Pozisyon bulamasak da rakibe pozisyon vermedik.
İkinci yarıya Avusturya’yı iki değişikle başlamak zorunda bıraktıktan sonra sarı kartlı İsmail ile Salih’i değiştirdi Montella. En azından beraberliğe uzanıp işi penaltılara taşımak isteyen Avusturya’nın arkada bıraktığı boşluklar Ferdi’nin özel alanı olurken 60’da Merih’in ikinci korner golü geldi. Ve Avusturya’nın korner golüyle skor tatsız duruma geldi. Skoru savunma iç güdüsü ve çeyrek finalin dayanılmaz baskısı ile ilerde çoğalamaz olduk. Bu da klasik önde basan Avusturya’yı geri getirdi.
60-80 arası “Hoca Türk olsa, bari kenardan bağırıp çağırsa” diye düşünmekten kendimizi alamazken Montella’dan Okay-Kerem hamlesi geldi. Arda ve Kenan çıktı. Bir şey fark etmeyince Orkun’un yerine İrfan Can’ı aldı hoca. Biraz nefeslendi Ay-Yıldızlı takım. Ve gruptan çıkmayı ikinci planda bırakan en kıymetli galibiyetini kazandı.
Gerisi Berlin.

BÜLENT UYGUN: ÇAĞIN FUTBOLUYLA DESTAN / FANATİK

“Büyük ülke olmanın özelliğindendir yıldızlar topluluğu olmak. Osmanlı zamanında Viyana kapısına kadar dayanmıştık şimdi de Almanya’da Avrupa Şampiyonası’nda Viyana kapılarını dakika 1 gol 1 yaparak açtık. Sistemimiz Arda üzerine kuruluydu ama bu forvetsiz 4-6-0 oyununda özellikle Barış Alper ve Kenan Yıldız’ın kenarlardan getireceği toplarla sonuca gitmeye çalışmak önemliydi. Yani bu sistem içinde ikisine de önemli rol düşüyordu. Arda’nın maestro şefi olarak aldığı görev de ayrı öneme sahipti. Nitekim gerek geçiş oyunlarına sağladığı katkı gerek ise duran top varyasyonları ile oyun içerisindeki hamleleri adeta bizleri büyüledi. Bunu yaparken o kadar sade ve basit şekilde sanatını uyguladı ki oyun gücümüzde bunun değeri oldukça fazlaydı.”

“Dolayısıyla ilk yarıda sistem de taktik anlayışımız da tutmuş oldu. Montella’nın bir nevi doğru kadro ve forvetsiz yapı ile çıktığı maçta ilk yarı tüm istekleri oldu. Günümüzde futbol anlayışı hücumdan ziyade doğru defans yapmak, kontralarla hücuma çıkarak rakibi eksik yakalamak ve sonuçlandırmak üzerine kurgulanan futboldan oluşuyor. Bu belki göze hoş gelmese bile sonuç almakta en etkili oyun mantalitesi oluyor.”

MERT’E AYRI ALKIŞ
“İkinci yarı zaman zaman oyun planına sadık kalamasak bile tebrik etmemiz gereken bir mücadele örneği sergiledik. Melih Demiral maçın adamıydı. Hem defansta hem hücumda muhteşem oynayarak gecenin parlayan yıldızı oldu. Mert’e ayrı paraf açmak gerekiyor galiba. Bir kalecinin takımını nasıl ayakta tutacağını, ipten nasıl alacağını gösterdi. Türklerin geçilmez olduğunu gösterdi. Çocuklarımız her türlü övgüyü hak ettiler. Kendine yakışanı yaptılar, çeyrek finale kalmayı başardılar. Şimdi bekle bizi Hollanda… Meşhur laleleri bizden yürüttünüz, biz de sizi Hollanda’ya geri yürüteceğiz. Ver mehteri final geliyor, genç Türkler Avrupa semalarına süzülüyor.”

RIZA ÇALIMBAY: MİLLİ ARZUYLA ÇEYREK FİNALE /FANATİK
“Taraflı tarafsız herkes tarafından turnuvanın şu ana kadarki en büyük sürpriz adayı Avusturya… Bunun sebebi Ragnick’le beraber yakaladıkları oyun gücü. Ragnick’in geldiği günden bu yana Avusturya’yla ilgili oynattığı tüm maçlarda bir kadro istikrarı üzerinde durduğunu gördük. Hazırlık maçlarıyla da bunu tam olarak pekiştirdiler ve bu açıdan belki de turnuvaya takım olarak en hazır ekiplerden biri olarak başladılar. Avusturya maçının zor geçmeye aday olmasının en önemli nedeni buydu. Maça bir duran top golüyle dakika dolmadan golle başlamak ise olabilecek en ama en güzel senaryoydu. Zaten atmosfer en başından beri olduğu gibi bizimle. Erken gol bizi daha konsantre hale getirirken Ragnick’in ise planlarını bozdu. Tabii sonrası çok ciddi bir enerji ve taktik disiplin istiyordu. Devreye kadar da harika bir şekilde yaptık bunu. Oyuncularımızın mücadele gücü kadar kazanma arzuları, coşkumuz, milli duygumuz tam anlamıyla sahadaydı. Ancak ikinci yarının da zorlu geçeceğinin farkındaydık. Buna göre hamlelere ihtiyacımız olacağı açıktı.”

SON BÖLÜMDE TOP TUTMAYI BECERMELİYİZ
“Enerjilerin düşmesiyle beraber çok ciddi baskı yiyerek başladık ikinci yarıya. Yine Merih’le gelen ikinci gol aslında oyunu farklı bir şekilde değerlendirme şansı verdi bize ama önde daha fazla top tutabilecek hamlelerde biraz geç kaldık. Santrforsuz oyun başlangıç için tutsa da özellikle 2-1’den sonrası için en uç oyuncusu istiyordu. Avusturya’yı geçmenin ne kadar önemli olduğunu özellikle son 30’da oynadıkları güçlü oyun gösterdi. Mert’in ayakta tuttuğu öyle iki an var ki bu harika performans için onu apayrı kutlamalıyız. Müthiş bir heyecan daha yaşadık. Aynı kazanma arzusuna Hollanda karşısında da ihtiyacımız olacak. Ancak yarı final için taktiksel olarak da dersler almalı ve daha iyisini yapabilmeliyiz.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir